Kuşatmadan İnfaza
Musa Anter Cinayeti
20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da
zalimce öldürülen Musa Anter'in hayatı ve mücadelesi üzerinden, Türkiye'nin
Kürt sorununda yaşadığı trajik tarihle yüzleşmeye ve hesaplaşmaya
"entelektüel" bir davet... "1929-1935 yıları arasında Mardin
Yatılı İlkokulunda okuyordum. Vilayet kapısı önünde teneşir tahtası
büyüklüğünde iki seki yapmışlardı ve her gün o sekilerde kanlar içinde
paramparça olmuş iki Kürt gencini vitrinlerlerdi. Gaye Kürt halkının gözünü korkutmaktı.
Bir gün ben oradayken, Kurdis köyünden dayım sayılan Bengo'nun ölüsünü gördüm.
Çuval gibi bir katıra yüzüstü yüklemişlerdi. Bengo dayı uzun boylu yakışıklı
bir gençti. Yeni öldürüldüğü için daha vücudu katılaşmamıştı. Katırın
yanlarından o canım kınalı elleri ve ayakları sallanıyordu. Vilayet kapısına
getirdiler. Jandarmalar onu bir yük gibi, katırın üstünden yere fırlattılar ve
sonra da onu sırtüstü vitrine yatırdılar. Yaşlı gözlerle yaklaştım. Dayımın
gözleri açıktı ve sanki bana bakıyordu. O an gözlerinden şu manayı çıkardım: “Oğlum
Musa görüyorsun halimi! Sana ne diyeyim?
Sen bilirsin!”
Orhan Miroğlu
Sayfa Sayısı: 323
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder